3 Nisan 2012 Salı

31. İstanbul Film Festivali

Sinemaseverlerin bildiği gibi 31. İstanbul Film Festivali bu cumartesi 31 Mart'ta başladı. 15 Nisan'a kadar sürecek festivalde 200'den fazla film olduğu için seçmekte oldukça zorlandım açıkçası. Ama uzun araştırmalar sonucu listemi 15-16 filme kadar indirebildim. Aşağıda bahsedeceklerim de zamanı uygun olan ve bilet bulabildiklerim. Şu ana kadar sadece birini izleyebildim ama izledikçe yorumlarını yayınlamaya devam edeceğim, şimdilik hala gitmek isteyen varsa fikir edinebilmeleri için festival sitesinden de bulabileceğiniz özetlerini yazıyorum.


1. Barbara
2012 Berlin Film Festivali'nde en iyi yönetmen dalında gümüş ayı alan film, Doğu Bloku'nda kırsal bir hastaneye sürülen ve kaçma isteğiyle çocuk cerrahı başka bir doktora duyduğu aşk arasında kalan bir kadını anlatıyor.





2. Kafa Avcıları (Hodejegerne)
Norveç yapımı film, insan kaynakları uzmanı ve sahip olduğu lüks yaşamı koruyabilmek için ikinci iş olarak sanat eseri hırsızlığı yapan Roger'ı anlatıyor. Roger, bir açılışta tanıştığı ünlü bir tablo sahibi Clas'la fırsatı değerlendirmek ister. Oyuncu kadrosunda Game Of Thrones'tan Jamie Lannister'ı görüyoruz. Dizideki rolü gibi kötü bir rol olup olmadığını film esnasında anlayacağız. Genel olarak başarılı bulunan film 27 Nisan'da da gösterime girecek.






3. Oslo, 31 Ağustos (Oslo, August 31st)
Aslında konu olarak daha önce başka örneklerini görmüş olsak da, beklentimin yüksek olduğu bir film Oslo, 31 Ağustos. Filmde uyuşturucu tedavisi süren Anders, tedavinin de parçası olarak bir iş görüşmesi yapmak üzere şehre iner. Fakat şehire inmişken, gününü gezerek, geçmişteki tanıdıklarıyla buluşarak ve geçmişteki hatalarını düşünerek geçirir. Filmin galası Cannes film festivalinde yapılmış.






4. Sibirya, Monamur (Sibir, Monamur)
Her ne kadar kahraman köpek vb. filmleri klişe bulsam da, içinde hayvan geçen filmlere karşı bir zaafım olduğunu itiraf etmek zorundayım. Bu filmi seçmemde konusunu beğenmem etkili olduğu kadar, senaryoda bir köpeğin de rolü oluşu etkili oldu. Film, Sibirya'da dindar bir yaşlı adam ile torununun tek dostları bir köpekle, terk edilmiş köylerinde adamın oğlunu beklerlerken evlerini iki eşkiyanın basması sonucu gelişen olayları anlatıyor.







5. Olduğun Gibi Gel (Hasta La Vista!)
Genelde çok komedi filmi seven bir izleyici olmadığım ve programda Antidepresan bölümünde yer verilen filmlere bakmadan geçme eğiliminde olduğum halde, bu film bana ilgi çekici geldi. Bir çok ödül sahibi olan filmde, yirmili yaşların başında hala bakir olan üç genç ilk cinsel deneyimlerini yaşayabilmek umuduyla İspanya'ya doğru yola çıkarlar. Fakat filmi Hollywood'da defalarca yapılan bu tarz filmlerden ayıran özellik bu üç gencin birinin kör, birinin tekerlekli sandalyeye mahkum, diğerinin de boynundan aşağısının felç olması.






6. Faust
İsminden de çıkarabileceğimiz gibi Geothe'nin ünlü eserinin yeniden yorumlaması olan bu film, Venedik Film Festivali Altın Aslan ödüllü.







7. Kabuktaki Çatlaklar (Die Unsichtbare)
Yirmi yaşındaki içe dönük ve hocaları tarafından başarısız bulunan tiyatro öğrencisi Josephine, tiyatro oyuncularından verim almanın en iyi yolunun onları baştan çıkarmak ve ezmek olduğunu düşünen Kaspar'ın elinde ya kendisiyle başa çıkmayı öğrenecek ya da daha kötü hale gelecektir.






8. Roza
İkinci Dünya Savaşı sırasında defalarca tecavüze uğrayan ve fahişelik yapmaya zorlanan Roza'yla savaşı geride bırakmak isteyen yaralı asker Tadeus'un arasındaki bağ giderek aşka dönüşür.







9. Baskın (Serbuan Maut)
Bir SWAT timi, sahibinin bir uyuşturucu tüccarı olduğu apartmana baskın düzenlerler. Fakat uyuşturucu tüccarıyla ortaklık içinde olan her türlü kötü adamın bulunduğu bu apartmana daha önce baskın yapan kimse başarılı olamamıştır. Başta basit bir emniyet operasyonu gibi görünen olayın arkasında aslında daha derin olaylar yattığını film ilerledikçe anlarız. Filmin başrol oyuncularının 10 yaşından beri dövüş sanatlarıyla uğraşan Iko Uwais ve Endonezya Judo şampiyonu Joe Taslim olması, filmin içeriğiyle ilgili biraz ipucu veriyor.









İyi seyirler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder